AKSİ BİRAZDA GEÇİMSİZ AMA ZEKİ BİR PAŞA

Osmanlı devletine uzun yıllar hizmet etmiş bir paşadan bahsedeceğim. Asıl adı Claude Alexandre Comte de Bonneval olan Fransız kökenli Osmanlı subayı. Fransa’da hep maceracı ve geçimsiz ancak parlak bir asker olarak tanındı. Geçimsizliği nedeniyle Fransa’dan ayrıldı ve Avusturya ordusunda 22 yılı görev yaptı hatta Osmanlı ordusuna karşı da savaştı. Ama sonra yine geçimsizliği yüzünden Avusturya’dan kaçtı ve Osmanlıya sığındı. Müslüman olarak Ahmet adını aldı. Osmanlı ordusunda Humbaracı ocağını kurarak Humbaracı Ahmet Paşa oldu. Peki, casus muydu, maceracı mıydı? Gerçekten Müslüman oldu mu? Neden Galata Mevlevihane’sine defnedildi? İşte detaylar:

ASKERİ ALANDA YENİLİKLER YAPIYOR
Humbaracı Ahmet Paşa’nın girişimleriyle 1736 yılında topçu askerlerinin eğitimi için Kara Mühendishanesi (Hendesehane) kuruldu. Humbaracı Ocağı, Osmanlı Devleti’nin askeri Teşkilatı’nda humbara yapan ve bunu kullanan sınıfın bağlı olduğu ocaktır. Kumbaracı ocağı da denilmektedir. Humbara, demir veya tunçtan dökülmüş el bombasıdır. Dünyanın ilk havan topu sınıfıdır. Okula alınan öğrenciler, yeniçeriler problem çıkarmasın diye saray muhafızları olan bostancılardan seçildi. Humbaracı Ahmet Paşa, Avusturya karşısında başarılı olunan 1736-1739 savaşında önemli roller oynadı. Devlet adamlarına sunduğu layihalarla Avrupa’daki gelişmeleri anlattı. Bern ve Zürih’teki Protestanların Osmanlı Rumeli’sine iskânı için uğraştı. Hint ticaretinden imparatorluğun daha fazla pay alması için projeler üretti.

AKSİLİĞİ İSTANBUL’DA DEVAM ETTİ
Ahmet Paşa, zeki biriydi ama taltifi seven, az ile yetinmeyen biriydi. Daha çok şeyler hedefliyor ve siyasi güç de olmak istiyordu. Yeniçerilerin muhalefet edebileceği düşünüldüğünden Humbaracı Ocağı’nın kışlaları ve eğitim yeri, Rumeli yakasında değil, Üsküdar’da Ayazma Sarayı civarında oluşturuldu. Müslüman olan üç Fransız subay ile Avrupalı başka milletlerden paralı askerler Humbaracı Ahmed Paşa’nın yardımcıları oldular. Humbaracı Ocağı’nın etkinliği iktidarlara göre değişmiştir. Humbaracı Ahmed Paşa’nın ölümünden sonra evlatlığı Süleyman Ağa, ocağın idaresini üstlendiyse de, Humbaracı Ocağı 1750’de kapatıldı.

İLK ETAPDA 100 HAVAN 50 BİN HUMBARA DÖKÜLDÜ
Kışlanın yanındaki imalâthanede Ahmed Paşa ilk merhalede 100 havan, 50.000 humbara döktürmüştü. Osman Paşa’nın 1732 Martında azlinden sonra Humbaracı Ahmet Paşa bir süre unutulduysa da Hekimoğlu Ali Paşa zamanında kendisine tekrar beylerbeylik pâyesi verildi; aynı zamanda Yirmisekizçelebizâde Mehmed Said Paşa’nın tavsiyesiyle sadrazam müşaviri oldu.

Humbaracı Ahmet Paşa’nın fikirleri I. Mahmut tarafından da takdir ediliyordu. Böylece Ahmet Paşa’nın İstanbul’da nüfuzu iyice arttı. Üsküdar’da ikametine büyük bir konak tahsis edildi. Artık hükümetin işlerini yönlendirmeye, özellikle dış politikada etkili olmaya başladı. Debdebeli bir hayat sürüyor, paşa ve vezirlerden saygı görüyordu. Hırslı bir devlet adamı olan Ahmet Paşa I. Mahmut’un verdiği rütbelerle tatmin olmuyor, Avrupa hükümetlerini de kendi istek ve fikirlerine ram etmek istiyordu.


VE GÖZDEN DÜŞÜYOR
 Yıllardır Türkiye’de bulunmasına rağmen Osmanlı sosyal hayatıyla hiçbir ilgisi bulunmayan Humbaracı Ahmed Paşa’nın Beyoğlu’ndaki evi iki daireden oluşuyordu. Bunlardan biri şark usulünde tefriş edilmişti. Paşa bu dairesine her hafta Osmanlılar arasında hürriyetçi fikre sahip kimseleri kabul eder ve onlarla felsefe ve siyaset üzerinde konuşurdu. Evin diğer bölümü Avrupaî tarzda döşenmişti.


Katıldığı 1736 Seferi’nde Yeğen Mehmed Paşa’yla birlikte Avusturya’ya karşı savaştı. Sefer dönüşü gözden düşen Ahmed Paşa, Kastamonu’ya sürgün edildi. Birçok defa kendi vatanı olan Fransa’ya gitmek istemişse de bu isteğini gerçekleştiremeden İstanbul’da vefat etti.
KAYNAK:

Bonneval kasabasından Osmanlı Sarayına…


islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=d180353
https://tr.ambafrance.org/Bonneval-Kontu-Ahmet-Pasa(1738).