Buruk bir hikayesi olan cami

 Gülfem Hatun Cami Üsküdar’da çarşı içinde Doğancılar Yokuşu’nun alt tarafında meydanın sağ yanında yer alır. Kanûnî Sultan Süleyman zamanında onun hanımlarından olan Gülfem Hatun tarafından yaptırılmıştır. Buraya kadar güzel zaten padişah hanımı yaptırabilir diyeceksiniz. Ama işin aslı bakın hiç de öyle değil:
Üsküdar’da yapılmış olan tamamen kendi birikimiyle meydana getirdiği Gülfem Hatun Camii, mektep ve türbesine 34 oda, 11 ev, 6 dükkân, 1 bahçe ve fırın vakfetmiştir. Ancak 1930 daki bazı yol çalışmaları nedeniyle türbe ve mektep yıkılmak zorunda kalmıştır. Gülfem Hatun’un mezarı ise bugün minaresiz ve sade bir çatı ile örtülü olarak caminin bahçesinde yer almaya devam etmektedir. Aslen Karadağlı olan Gülfem hatun, kanuni sultan Süleyman ile henüz şehzade iken evlenmiştir. Onun ilk eşidir. Gülfem hatun hamile kalarak şehzade Murad dünyaya gelmiştir. Gülfem hatun Osmanlı padişahı I. Süleyman’ın eşidir.  1511 yılında Süleyman ile evlendiğini ve ikinci eşi olduğu söylenir.   1521’de şehzade Mehmet ile aynı sene dünyaya gelen oğlu yine aynı yıl içinde çiçek hastalığına yakalanarak vefat etmiştir. Vefat eden oğlunun ismi ise Şehzade Murad’dır. Gülfem Hatun’un ölümü ise Süleyman’ın emri ile 1562 yılında öldürülmüştür. Bu bilgi mezar taşında yazan “şehide-i Saide” (kutlu şehit anlamı taşır) ifadesinden kaynaklanır. Ancak bu ifade birçok nedenden dolayı ölenlerin mezar taşında da rastlanmıştır.

CAMİ İÇİN KENDİSİNİ FEDA ETTİ
Kanûnî Sultan Süleyman’ın haremindeki câriyeleri arasında, daha sonra gözdelerinden olan bir Gülfem Hatun’un varlığı bilinmektedir. Çeşitli kaynakların verdiği bilgiye göre , Gülfem Hatun Üsküdar’daki bu camiini yaptırırken parası yetmediğinden padişahla bir arada bulunma nöbetini başka bir hasekiye satmış, bunu öğrenen hünkâr da öfkelenerek Gülfem Hatun’u idam ettirmiştir. Biraz hüzünlü bir hikaye değil mi?  Böyle bir iddiayı doğrulayacak elimizde bir kaynak yok ama yıllardır söylene söylene gelen bilgiler böyle aktarıyor bizlere.  Gülfem Hatun’un mezar taşındaki “şehîde” ibaresi onun bilinmeyen bir sebepten dolayı idam yoluyla öldürüldüğünü gösteriyor.

Gülfem Hatun Camii esas mimari görünüşünü XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki ihyası sırasında kaybetmiştir. Bugün dikdörtgen planlı, üstü kiremit kaplı ahşap çatı ile örtülü, gösterişi olmayan bir yapı halindedir. Ancak duvarlardaki sıvalar raspa edilecek olursa belki ilk yapısından izler bulmak mümkün olabilir. Şimdiki görünümüyle bir sanat değeri taşımayan minaresi de geç dönemde değişikliğe uğradığından külâhı küçük bir kubbe biçimindedir.

Mimar Sinan’ın yaptığı eserlere dair tezkirelerde adına rastlanan ve caminin yanında veya yakınında olduğu tahmin edilen Gülfem Hatun Medresesi aynı yangında harap olmuş ve ihya edilmediğinden ortadan kalkmış olmalıdır.

TDV islamansiklopedisi.corg.tr/uskudar