Fatih’de “tayyare anıtı’nın buruk hikayesi”

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu /

İstanbul ili Fatih ilçesi, Sarçhanebaşı’nda, Fatih Parkı içerisinde sessiz sedasız duran bir anıt vardır. Birçok kişi geçer, bakar ama acaba bu nedir diye belki merak edip sormaz. Anıtın şekli kırık bir mum şeklindedir. Sanki bir mumun ucundan koparılmış bir hali gibidir.  bu anıtın temeli 2 Nisan 1914’te atılmış ve yapımı 1916’da tamamlanmıştır. Mimar Vedat Tek’in eseridir.Peki, bu anıtın bizi hüzünlendiren hikayesi nedir?

İLK HAVA ŞEHİTLERİMİZİN ANISINA YAPILDI

Bu anıt Türk havacılık tarihinin ilk şehitleri olan Fethi, Sadık ve Nuri beyler için dikilmiştir. Bu askeri pilotlar I.Dünya Savaşı öncesinde diğer devletlere Osmanlılarda da havacılığın başladığını göstermek amacıyla Enver Paşa’nın isteği üzerine iki uçakla İstanbul’dan Kahire’ye kadar uzanan 2 bin 500 km.lik bir uçuşu gerçekleştirmek amacıyla yola çıkmışlardı. Pilotlardan Fethi Bey ile Sadık Bey 27 Şubat 1914’te Şam-Kudüs arasında, Fransız Deperdussin tipindeki diğer uçağın pilotu Nuri Bey ise 11 Mart 1914’te Yafa’dan kalkarken düşmüşler ve şehit olmuşlardır. İlk hava şehitlerinin mezarları Suriye’de, Şam Emeviye Camisi’nde Selahaddin Eyyubi Türbesi’nin yanında bulunmaktadır. (Bu arada Muğla’nın Fethiye ilçesi de adını Fethi Bey’den almıştır

ANIT NEDEN KIRIK ŞEKİLDE YAPILDIAnıt, beyaz mermer ve bronzdan yapılmış olup, mermer bir kaide üzerinde kırık bir mum şeklinde sütundan meydana gelmiştir. Anıtın kırık olmasının nedeni de yarıda kalan uçuşu simgelemektedir. Yaklaşık 7.50 m. yüksekliğindeki anıtın kaidesinin iki yanındaki madalyonlara bronz bir kitabe ve bronz bir rölyef işlenmiştir.

Eğer ulaşabilmiş olsalardı tayyarecilerin Kahire’de boyunlarına asılacak olan madalyanın büyütülmüş birer kopyası yaklaşık 7.50 m. yüksekliğindeki anıtın kaidesinin iki yanına yerleştirilmiştir. Madalyanın üzerinde uçak figürü, Beyazıt Kulesi ve İstanbul tasvir edilmiştir.

 

 

 

 

GERİ DÖNÜŞ YOK ! HALKIN DESTEĞİ İLE 3.UÇAK ALINDI
O dönemde zor şartlar altında ve halktan toplanan paralarla alınan iki uçağımızın da düşmesi hem İstanbul halkını hem de Osmanlı Coğrafyasında yaşayanları derinden üzmüştü. Bu uçakların oraya gitme amacı, bir nebze olsun halka moral vermekti. Ama Türk halkı hemen vazgeçmedi ve yine halkın da katkısı ile üçüncü  uçak satın alınır. Salim ve Kemal adlı iki yüzbaşı, Ertuğrul adı konulan uçakla yola çıkarlar. Aksilikler yine yakalarını bırakmaz. Edremit yakınlarında ağaçlı bir bölgeye zorunlu iniş yaparlar ve uçakları kullanılmaz hale gelir.

YILMAZ YOK VE 4.UÇAK DA SATIN ALINIYOR
Arka arkaya yapılan 3 seferin de başarısız olması hele hem şehit vermemiz hem de uçakların düşmesi halkın moralini epey bozmazı beklenirken tam tersi oldu ve bu defa Edremitliler aralarında topladıkları parayla yeni bir uçak satın alarak hava kuvvetlerimize bağışlarlar. Görevi tamamlamak, Edremit adı verilen bu Bleriot marka uçağa nasip oldu. Beyrut’a gemiyle götürülen Edremit, 1 Mayıs’ta Kudüs semalarında gözükür. 3 bin kişilik bir cemaatle Mescid-i Aksâ’da kılınan şükür namazı, halkın heyecanını doruğa çıkarır. Salim ve Kemal beyler Mayıs’ın 9’unda Kahire’dedirler. Piramitler üzerinden uçan Edremit, halk arasında o denli büyük bir heyecan dalgasına yol açmıştır ki, hakkında kartpostallar çıkarılmış, destanlar yazılmış, sonuçta halkın dikkati havacılığın önemine çekilmiştir.