İstanbul Zooloji Müzesi Açıldı

İstanbul Üniversitesi bünyesindeki Zooloji Müzesi, 7 yıl sonra yeniden açıldı.  Müze hakkında bilgi veren Doç. Dr. Oya Özuluğ, “Dünyanın birçok kıtasına gidip görme şansınızın olmadığı örnekleri buradan görebiliyorsunuz” dedi

Müzede sergi ve koleksiyon alanı olmak üzere iki alan bulunuyor. Sergi alanında kanguru, su aygırı ve fil kafatası, tapir iskeletleri ile farklı karasal kıtalara ait canlı türlerine ait örnekler bulunuyor. Kuş örneklerinin bir kısmı ise Yıldız Sarayı’ndan, özel dolaplarının içerisinde getirildi

“KUŞLAR ABDULHAMİD’TEN KALAN KOLEKSİYONLAR”

Doç. Dr. Oya Özuluğ, çok nadir bulunan ve nesli tükenmiş olan değerli canlı örnekleriden, Anadolu’nun farklı yerlerinden toplanan böcek çeşitlerinden oluşturulan çok değerli bir koleksiyona sahip olduklarını ifade ederek, “Burası İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü’ne ait yeni binanın en alt katı. Biyoloji bölümünün ilk eğitim hayatına başlamasıyla beraber oluşmuş. O dönemden, 1933’lü yıllardan kalan örnekler. 2015 yılında Beyazıt’taki binamız deprem riskinden dolayı yıkım kararı aldı. Bu karardan sonra yaklaşık 7 senedir bu örnekler koruma altındaydı” dedi.

Özuluğ, şöyle konuştu:

“Burası dünyadaki birçok kıtadan örneğe sahip. Özellikle iskeletler çok önemli. Dünyanın birçok kıtasına gidip görme şansınızın olmadığı örnekleri, burada görebiliyorsunuz. Özellikle sayısal tür çeşitliliği bakımından kuşlarımız da oldukça önemli. Kuşlar bize Abdulhamid’ten kalan koleksiyonlardan. Bugün çevrede gördüğünüz dolaplar, içerisindeki kuşlar hepsi köken bakımından oldukça önemli tarihe sahip. Memeli hayvanlar var, aslan, çıta, karaca gibi. Bunlar bize has örnekler. İskeletler de karınca yiyen var. Karınca yiyen bizim ülkemizde olmayan, Güney Asya’ya has bir örnek. Oraya gidip göremezsiniz ama, burada görebilirsiniz. Kanguru var, Avusturalya’ya gitmenize gerek yok, burada görebilirsiniz. Türkiye’nin ilk Zooloji Müzesi, bu örneklerin ilk defa bir araya getirilmesi 1933’te başlıyor. Bu da bizi ilk müze yapıyor.”

 İşte Koleksiyonun Tarihi Serüveni

1937 yılında Almanya’da siyasi rejim tarafından üniversitelerden uzaklaştırılmış ve ülkemize iltica etmiş Alman vatandaşı zoolog Prof. Dr.Curt Kosswig Zooloji Enstitüsü Başkanı olur. Süleymaniye’de yeni yaptırılan Biyoloji Enstitüsünün L şeklindeki binasının kısa kolunun üst katında “Zooloji Müzesi” adi altında hizmet vermeyi sürdürür. Curt Kosswig, İstanbul’da kaldığı on beş yıl içeresinde zooloji müzesine çok ciddi destek vermiş, koleksiyon örneklerini çeşitlendirerek arttırmıştır.

1957 yılına gelindiğinde basında Biyoloji Enstitüsü’nün, Haliç ten bakıldığında Süleymaniye Camii’nin önünü kapattığına ilişkin yazılar çıkmaya başlar, Donemin siyasi iktidarı bir süre sonra binanın tamamen yıkılması için karar alır.

Rektörlüğün ve Dekanlığın ikna çabaları fayda etmez, ancak bir katı kurtarırlar, iki katı için yıkım kararı verilir.

Botanik ve Zooloji Enstitüleri Fen Fakültesi binası içeresindeki çeşitli kısımlara taşınır. Müze materyalleri de Fakültenin yanındaki Murat Paşa Medresesi’ne yerleştirilir. Bu taşınma ile materyaller zarara uğramıştır. Müze örnekleri burada 16 yıl kalır. 1973 yılında yeni Biyoloji binası hizmete girer ama yeni binada müze için özel şartlara sahip bir salonun olmadığı ortaya çıkar. Müze örnekleri Biyoloji binasının en alt katında uygun olmayan koşullarda depolanır.

1989 yılında, zoolog Prof. Dr. Dinçer Gülen ve meslektaşları tarafından örneklere yeni bir yer bulunur. Zooloji Müzesi 32 yıl sonra binanın en üst katında yeniden kurulur ve hizmet vermeye başlar.

Zooloji Müzesinin kuruluş tarihini, elimizde müzenin resmi açılış tarihine ait bir belge bulunmadığından var olan belgelerin de 1942 yangınında kül olduğu düşünüldüğünde, bu müzenin kuruluş tarihi; müze oluşturulması için İstanbul’daki çeşitli ortaöğretim kurumlarından hayvan örnekleri talep edilen ilkyazının gönderilme tarihi olan 23 Mart 1916 kabul edilebilir. Bu durumda müze 106 yaşını doldurmuş bulunmaktadır.

Biyoloji binası, içerisinde sürdürülen eğitim öğretimin çeşitlenmesi, 21. yüzyılın biyolojisinin gereksinme duyduğu laboratuvarları ve alt yapısının yetersiz kalması ve en önemlisi tıpkı biz insanlar gibi binanın da “biyolojik ömrünü tamamlaması” gibi nedenlerle yeniden ve daha modern yapılmak üzere 2015 yılında yıkılır. 42 yıl (1973-2015) aynı mekânda kalan müze materyali, Murat Paşa Medresesine yakın bir yere, bu defa havalandırma ve soğutma sistemleri ile donatılmış konteynerlerde 7 yıl saklandıktan sonra asırlık müze yeni yerine taşınmış ve açıldı.