Kedilere ciğer dağıtılan cami

İstanbul’da bir camimiz var ki bu caminin en büyük özelliği banisinin yaptığı vasiyet. Kasapbaşı olan Hacı Evhad camiyi yapmış tamam ama demiş ki günde 20 takım da ciğer alınıp kedilere dağıtılacak. Ayrıca kedilerin de kalacağı bir koruma alanı da yapılacak. Cami bugünde İstanbul’da halen tüm ihtişamı ile ayakta duruyor. İşte ecdadın hayvan sevgisi, işte vakıfların önemi. Detaylar şöyle:

Hacı Evhadüddin) Camii ( Kedi sever cami)

Cami, Yedikule’nin az yukarısında ve surların iç tarafında bulunmaktadır. Esasında tekke, hamam ve çeşmelerle birlikte küçük bir külliye olan Kasapbaşı Hacı Evhad (Hacı Evhadüddin) Camii, Mimar Sinan tarafından 993 (1585) yılında inşa edilmiştir. Ayvansarâyî, kurucusunun Kasap Hacı Evhad adında kasapbaşı olan bir kişi olduğunu kaydeder. Hacı Evhad’ın kabri kıble duvarı dışındaki hazîrededir. Hadîkatü’l-cevâmi‘ yazıldığında caminin avlusunda zaviye hücreleri bulunuyordu. Vakfın mütevellileri de kurucusu ile aynı meslekten kişilerdi. Hepsi kasap olan mütevelli heyeti, banisinin vasiyeti üzerine bu cami durduğu sürece kedilere günlük 20 takım ciğer dağıtılması konusunda titiz bir çalışma yapmışlardır. Fakat aradan geçen süre içerisinde bu vasiyetin unutulduğu görülmektedir. Şimdilerde yine kediler var ve mahalle sakinlerinin yardımları ile bakımları yapılmaktadır.  Cami havlusunda ayrıca bir tane de sadaka taşı bugünde bulunmaktadır.

MİMAR SİNAN’IN SON ESERİ
Mimar Sinan’ın eserlerinin adlarını veren çeşitli listelerde Hacı Evhad Camii de yer alır. Evliya Çelebi, XVII. yüzyıl İstanbul’unun vakıf binalarını anlatırken bu caminin de adını verir ve başka bir açıklama yapmaksızın sadece Mimar Sinan yapısı olduğunu bildirir. Tekke ile birlikte cami, Sultan Abdülmecid tarafından Nakşibendî şeyhi Hüsâmeddin Efendi’nin isteği üzerine 1267 (1850-51) yılında tamir ettirilerek avlusuna yeni bir şadırvan yaptırılmıştır. Avlu duvarının Hacı Evhad sokağına açılan kapısı üstünde Sultan Abdülmecid’in tuğrası ile Mustafa Saffet Efendi tarafından yazılmış manzum kitâbe yer alır. Kitâbenin tarih beyti şöyledir: “Söyle ey Safvet leb-i ifrâd ile târîhini / Yaptı bu dergâhı muhkem hükm-i Han Abdülmecîd, 1267.” Caminin kapısı üstündeki “mâşallah” yazısı ile 1313 (1895-96) tarihi, herhalde 1894 depreminin bıraktığı zararların giderilmesiyle ilgilidir.

CAMİ BİRÇOK KEZ TAMİRDEN GEÇTİ
Cami, ünlü bir mimarın eseri olmasına rağmen 1930’lu yıllarda son derece harap bir durumda bulunuyordu. 1920’lerde bir yangın geçirdiği söylenirse de bu hususta kesin bilgi yoktur. Halil Edhem Bey’in İstanbul camilerine dair kitabında ibadethânenin bu durumunu gösteren bir fotoğrafı vardır. Semavi Eyice de 1941-1942 yıllarında Hacı Evhad Camii’nin bakımsız ve perişan bir harabe görünümünde olduğunu tesbit etmişti. Nafia Gezer ile oğlu Rahmi Gezer ve gelini Emine Dürnev Hanım 1945 yılında camiyi tamir ettirmişlerdir. Bu hususu belirten Latin harfleriyle yazılı bir kitâbe son cemaat yeri duvarındadır.

ÇOK DEĞERLİ ÇİNİLER BUGÜN YOK
Hacı Evhad Camii, etrafı yeni bir duvarla çevrili bir avlunun içinde enlemesine dikdörtgen planlı bir camidir. Caminin içinde bilhassa mihrapta çiniler vardı. 1941’de bu çinilerden en küçük bir parça dahi kalmamıştı. Fakat duvarlarda çini karolarının harç üzerinde bıraktığı izler görülebiliyordu. Bunların, caminin inşa edildiği yıllarda en mükemmel örneklerini veren İznik çinileri olduğu tahmin edilmektedir. Buraya ait, üzerinde “resûlullah” yazısı bulunan bir çininin vaktiyle Evkaf Müzesi’ne götürüldüğü söylenir.

Bugün izi kalmayan tekke binası, eski fotoğrafından anlaşıldığı kadarı ile gösterişsiz tek katlı bir yapı idi. Günümüzde hücrelerin yerinde Sünbül Efendi Erkek Kur’an Kursu’nun Hacı Evhadüddin Camii şubesine ait tek katlı, betonarme binası bulunmaktadır.

Hacı Evhad Camii’nin yanında bulunan ve onun evkafından olduğu sanılan tek hamam, mimarisinden anlaşıldığı kadarı ile Mimar Sinan’ın yapısı değildir.

Kaynak:  https://islamansiklopedisi.org.tr/haci-evhad-camii
Kitap ismi. Osmanlı’dan Torunlarına Yol Rehberi