Mezar taşları arasında yatan tarih

Bir ülkenin en büyük hazinelerinden biri de arşividir. Özellikle mezar taşları bizim en büyük arşivimizdir. Osmanlıyı anlamak için mezar taşlarındaki ayrıntıya iyi dikkat etmemiz gerekiyor.  Yeniçeri deyince sadece Osmanlı ordusu olarak anlamamak onun içinde birçok gönül insanını da unutmamak gerekiyor. Bunlardan biri de vatan için canından vazgeçen “Serdengeçtiler”. Fatih ilçesi Draman Camii haziresindeki Serdengeçti Hüseyin Ağa’ya ait mezardaki baş taşı bize önemli bilgiler söylüyor aslında. Nerden anladık derseniz serdengeçti olduğunu mezar taşındaki kavuğunun farklılığından. Aslında her mezar taşı bize ayrı bir bilgi de veriyor. İstanbul’da fazla göremeyeceğiniz “serdengeçti” mezar taşının hikâyesini size anlatmak istiyoruz.

VATAN İÇİN CANINDAN VAZGEÇENLER
Serdengeçti (başını veren, canını öne koyan)  kavramı önceleri akıncılar, daha sonra yeniçeriler arasından düşman içine dalan veya kuşatma altındaki kaleye giren fedailer için kullanılırdı. XVI. yüzyıldan itibaren genellikle gönüllü yeniçerilerden oluşan serdengeçtiler “bayrak” adı altında 120’şer kişilik birlikler halinde teşkilatlanmıştır. Bunlar 10-20 akçe arasında değişen yevmiye alırlardı. En ön safta çarpıştıklarından “ölüm eri” sıfatıyla da anılıyorlardı.

Meydan savaşları yanında özellikle muhasarası uzamış kalelere geceleyin merdivenlerle tırmandıkları, ölümüne savaştıkları ve kale kapılarını açarak asıl orduyu içeriye almaya çalıştıkları belirtilmektedir. Bu mücadelelerden sağ dönen serdengeçtilerin maaşlarına zam yapılır, bunlara bir imtiyaz olmak üzere başlarına serdengeçti kavuğu denilen, değerli kuş tüyleriyle süslenmiş özel bir serpuş giyme hakkı tanınırdı.

Serdengeçti ağası adı verilen bu kavuklu serdengeçtiler diğer askerlerden büyük saygı görürlerdi. Bunlara derecelerine göre yayabaşılık, bölükbaşılık, zağarcılık, sekbanlık, solaklık, sipahilik ve kapıcılık gibi imtiyazlı görevler verilir, kaleye ilk hücum eden ve burçlara bayrağı diken serdengeçtiye sancak beyliği tevcih edilirdi.

SERDENGEÇTİLİK GÖNÜLLÜ OLUR
Serdengeçtiler tamamen gönüllü olma esasına dayanıyordu. İhtiyaç zamanında serdengeçti bayrağı açılır, isteyen yeniçeriler bu bayrak altında toplanır ve savaşa katılırdı. XVI. yüzyıl sonlarından itibaren ocak düzeninin bozulması ve savaşların uzaması askere olan ihtiyacı arttırmış, yeniçeriler arasından serdengeçti alınması yanında dışarıdan ve taşrada eyalet ve sancaklarda tımarlılardan da serdengeçti alınmaya başlanmıştır (Defterdar Sarı Mehmed Paşa, s. 438). Ocaktan görevlendirilen kişiler gittikleri yerlerde serdengeçti bayrakları açarlar ve tâlip olanların kayıtlarını yaparlardı. Kaynaklarda yeniçerilerden başka kuloğullarından, cebeci ve topçulardan, garip yiğitlerinden, atlı kapıkulu bölüklerinden de serdengeçti yazıldığı belirtilmektedir.

Serdengeçti ve dalkılıç tabirleri Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra tarihe karışmıştır.

Fatih ilçesi Draman Camii haziresindeki Serdengeçti Hüseyin Ağa’ya ait kitabe

Üzerinde, 9 satır halinde ve celi sülüs yazılmış bilgiler mevcuttur. Kitabe okunur haldedir ve Serdengeçti kavuğu sağlam bir durumdadır, baş taşı kitabesinin okunuşu şöyledir;

-Hüvel hallakul Baki

-Hasreta kim ruz şeb etmekte hep ah zar

-Cümle cürmün affede ol gani perverdigâr

-Felekten almadan kâmın dünyadan uhraya

-Vefadar olmayıp ömrü yetişti dâru ukbaya

-Diyarı gurbette vefat eden merhum

-Ve mağfur ibrali Serdengeçti

-Ağası Hüseyin Ağa’nın

-Ruhuna El Fatiha f13 Şevval 1227 Miladi 20 Ekim 1812

Kaynak: https://islamansiklopedisi.org.tr/serdengecti

https://www.mezartaslari.com/