Mütevazılık böyle olur.

Hem dini bilimleri hem tıbbı bilimleri okuyup, bunları uygulayan bir zatı sizlere anlatmak istiyorum. Hayatı ilimle geçmiş biri Şeyh Salih Efendi. Onunla ilgili altını çizmemiz gereken en önemli cümle ise:
“ Bilginiz artıkça tevazunuz da artsın. Tevazu ile yürüyen yolda kalmaz.” Hem tasavvuf ilmine sahip hem de tıp ilmine sahip. İşte onun bize örnek olacak mütevazı hayatı ile ilgili bilgiler şöyle:

BİR EVİN BAHÇESİNDE
Türbe, Küçükihsaniye semtinde, eski adı İhsaniye Sokağı olan şimdiki Neyzenbaşı Halil Can Sokağı’nın sol köşesinde olup çok eski, harap ve iki katlı bir evin bahçesi içindedir. Türbenin hemen arkasında Mabeyinci Hafız Mehmet Bey’in ‘Köprülü Konak’ adıyla ünlü iki kârgir konağı bulunmaktadır. 1955 tarihinde şimdiki şeklini alan dört köşe, taş türbenin Neyzenbaşı Halil Can Sokağı’na bakan bir hâcet penceresi ve yan tarafında kapısı vardır. Çatısı bulunmayan bu türbede ulu bir servi ağacı ve iki mezar daha vardır. Biri, eş-şeyh el-hac Salih Efendi’ye, diğeri ise, Müderris Hafız İbrahim Efendi’ye aittir.
FAS’DAN İSTANBUL’A GELİYOR
Salih Efendi’nin hayatı Mecmua-yı Tevarih adlı kitapta belirtildiğine göre, Fas’dan yola çıkarak birçok Arap ülkesini gezdikten sonra Avrupa’ya da gidiyor ve ilmini geliştiriyor. Gittiği her yerde hem tasavvuf ilmini araştırıyor, nasıl uyguladıklarına ve bunları kendisinin nasıl uygulayabileceğine bakıyordu. Aynı zamanda gittiği her ülkenin “tıp alanında” yapmış olduğu yenilik ve tedavi metotlarını da gözlemliyor, bu konuda eğitimlerde alıyordu. Daha sonra Medine’ye giderek burada Şeyh Mehmed Hayat’dan Nakşibendiye, Bayramiye tarikatı üzerine icazet aldı. Küdus’de de bir müddet bulunarak Şazeliye ve Bedeviyye tarikatı eğitimi ve icazeti aldı.

Tıp alanında da kendini geliştiren Salih Efendi, tıp alanında da kendini geliştirerek, psikoloji, dahiliye ve cerrahlık alanında da kendini yetiştirmiştir. Daha sonra İstanbul’a gelerek Padişah Sultan III. Osman döneminde Üsküdar’da türbesinin olduğu yerde halkı eğitmeye ve sohbetlere başlamıştır. III.Sultan Mustafa döneminde de halka hizmet eden Salih Efendi 1772 tarihinde vefat etmiştir.