O Kadar Cami Yaptırdı Ama Mezarı Hiçbirine Nasip Olmadı

Kişi ne der kader ne der?

Üsküdar’da, Kaptan Paşa Sokağı ile Abdi Efendi Sokağı’nın kesişiminde bulunan Kaptan Paşa Cami’nin banisi Kaymak Mustafa Paşa sadece İstanbul’a değil o dönemin Osmanlı topraklarında birçok yerde cami ve hayır işleri yaptırmıştır. İstanbul’da Üsküdar, Kasımpaşa ve Çengelköy’de olmak üzere birçok cami,  çeşme, okul yaptırmıştı. Gel gelelim o kendi adıyla yaptırdığı Üsküdar’daki Kaptan Paşa camiine gömülmek istiyordu. Ama Patrona Halil isyanı sırasında isyancılar tarafından katledilen Paşanın cesedi isyancılara para verilerek alınıyor ve alelacele,  Bayezid Camii yakınında Çarşıkapı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Medrese’si haziresine gömülmüştür. İşte caminin ve paşanın hikayesinin devamı şöyle:,

ÖNCE MESCİT SONRA CAMİ YAPILDI
 Kaptan Paşa Cami, ilk olarak 1499 yılında Hamza Fakih Efendi tarafından mescit olarak yaptırılmıştır. Zamanla harap olan mescit 1728-1729 yıllarında Kaptan-ı Derya Kaymak Mustafa Paşa tarafından cami olarak şimdiki şekliyle yeniden yaptırılmıştır.

Cami, 1890 yılında yanmış ve aynı yıl, Helvacı kızı Şerife Nefise Hanım tarafından tamir ettirilmiştir. Küfeki taşından yapılmış kare planlı cami, tek kubbelidir. Caminin minberi mermer, mihrabı alçı istalaktitli, vaiz kürsüsü ahşaptır. Tek şerefeli minaresi kesme taştan yapılmıştır. Kaymak Mustafa Paşa’nın baniliğinde yaptırılan yeniden inşanın mimarı, devrin baş mimarı Kayserili Mehmed Ağa’dır.

CAMİNİN CİNİLERİ GÖRÜLMEYE DEĞER

Kaptan Paşa Camii’nin doğu, batı ve güneyinde hazireler bulunur. Hazireler yaklaşık 1 metre yüksekliğinde istinat duvarlarıyla sınırlandırılmıştır. Doğudaki hazireye merdivenlerle çıkış sağlanır. Her üç cephedeki hazirelerde bulunan mezar taşları gerek üslûp gerekse tarih bakımından yapının geçirdiği evreleri gözler önüne sermektedir.

Kaptan Paşa Camii’nin iç mekân süslemeleri oldukça zengindir. Kubbede, kubbeye geçişlerde ve üst sıra pencerelerin aralarında klasik üslûpta sıva üzerine kalem işi bezemeler yer almaktadır. Ayrıca üst sıra pencerelerde renkli cam süslemeler bulunmaktadır. Caminin en dikkat çekici süslemelerini ise alt sıra pencerelerin arasındaki çiniler oluşturmaktadır. Doğu ve batı cephelerde orijinal 18. yüzyıl çinileri bulunur. Söz konusu çiniler Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın emriyle Tekfur Sarayı’nda kurulan fabrikada üretilmiş çinilerdendir.

 

KISA ZAMANDA YÜKSELEREK KAPTAN-I DERYA OLDU
Kaymak Mustafa Paşa 18. yüzyılın başlarında Osmanlı bürokrasisi içerisinde farklı görevler üstlenmiş bir devlet adamıdır. Kaptan-ı Derya ve Atlamacı unvanlarıyla da anılan Mustafa Paşa esas şöhretini dönemin sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın damadı olmasıyla yakalamıştır. Anne tarafından ünlü sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, baba tarafından Mısır muhafızı İbrahim Paşa’nın soyundan gelmektedir. Kaymak Mustafa Paşa M.1721 yılında üstlendiği Kaptan-ı Deryalık vazifesini M.1730 yılına kadar sürdürmüştür. Osmanlı tarihinde “Lâle Devri” olarak nitelendirilen dönemin öne çıkan simalarından olan Kaymak Mustafa Paşa M.1730 yılında vuku bulan kanlı Patrona Halil isyanında katledilmiştir.
BİRÇOK ŞEHİRDE HAYIR HESANAT YAPTIRDI
Vakfiyelerinden elde edilen bilgiler ve günümüzde mevcut olan eserleri Kaymak Mustafa Paşa’nın başta İstanbul olmak üzeri Çanakkale, Gelibolu, Denizli, İzmir, Midilli ve Sakız adalarında imar faaliyetlerinde bulunduğunu göstermektedir. Söz konusu eserlerin hepsi Kaymak Mustafa Paşa’nın Kaptan-ı Deryalık vazifesini yürüttüğü dönemde yapılmıştır. İstanbul’un çeşitli semtlerinde inşa ettirdiği eserlerin büyük bir kısmı mevcuttur. Ancak Anadoluhisarı’ndaki yalısı ve Sarı Beyazıd Mahallesi’ndeki konağı günümüze ulaşamamıştır. Mevcut eserlerinden Çengelköy’deki Kuleli Bahçe Mescidi ve Çeşmesi, Üsküdar’daki Kaptan Paşa Camii ve Çeşmesi ile Kasımpaşa’daki cami, mektep ve çeşmesi bu çalışmada ele alınmıştır.

PATRONA HALİL İSYANINDA KATLEDİLDİ
PATRONA HALİL İSYANINDA KATLEDİLDİ
Sultan III. Ahmed Patrona Halil’in başını çektiği isyancıların isteğini kabul etmiş, sadrazam ve damatlarını Ortakapı’da boğdurtarak cesetlerini isyancılara teslim etmiştir. Kanlı bir isyan neticesinde hazin bir sonla hayatı sona eren Kaymak Mustafa Paşa’nın Sadrazam İbrahim Paşa’nın damadı olması ve uzun yıllar kaptan-ı deryâlık vazifesinde bulunması geniş bir nüfusa sahip olduğunu göstermektedir.

 

 

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1200913