Portakalı Almanlara “ Osmanlının”  tanıttığını biliyor muydunuz?

 

Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu

Almanya’nın portakalı Osmanlı sayesinde tanımasının ilginç bir hikâyesi var. Bu hikâyenin içerisinden başka bir hikâye daha çıkacak o da, bugün halk arasında “mavzer” denilen tüfeğin ilginç hikayesi. İşte tüm ayrıntılar bakın şöyle:

Almanya’nın güneyinde kara orman bölgesinde Oberndorf isimli 15 bin nüfuslu küçük bir kasaba bulunmaktadır.  Bu kasabada o yıllarda kalitesiyle silah üreten mauser (mavzer)  tarafından 1887 yılında üretilmiş tüfeğin halk arasındaki ismidir. Mauser ve Oberndorf Türk tarihi açısından çok önemlidir. Osmanlı devleti 1887 de 500 bin tüfek almak için mauser ile büyük bir anlaşma yapmıştır ve mauser o tarihten 1. dünya savaşının sonuna kadar Osmanlı ordusunun ana silah tedarikçisi olmuştur. 1887 de üretilen tüfeğe, türken mauser ismi verilmiştir ve tüfeğin ismi üzerine Arap harfleriyle yazılmıştır. Osmanlı devleti bu anlaşmaya maddi teminat olarak bazı şehirlerim vergi gelirlerini teminat olarak göstermiştir.

VE KASABAYA HEYET GÖNDERİYORUZ
Osmanlı devleti oberndorf a alınacak silahlar hakkında eğitim almak ve yapılan anlaşmayı takip etmek için 250 kişilik, genellikle üst düzey subaylardan ve memurlardan oluşan bir heyet göndermiştir. Mauser firması oberndort ta kalacak Osmanlı heyeti için Osmanlı mimarisine uygun bir bina yaptırmıştır bu bina 2. dünya savaşındaki bombardımanda ağır hasar görüp 1960’lı yıllarda yıkılmıştır Binadan geriye kalan tek şey, binanın bahçesinde bulunup daha sonra sökülerek bir depoya taşınmış olan kamelyadır. Bu kamelya şu an Türk derneklerinin girişimiyle şehir meydanına veya binanın eskiden olduğu yere yakın bir yere tekrar konulmaya çalışılmaktadır.

PORTAKAL ATMA GELENEĞİNİ TÜRKLER BAŞLATIYOR
O
berndorf’ta kalan Osmanlı heyeti kasaba halkına, yaklaşık 200 yıllık geçmişi olan karnavallarında portakal atma geleneğini kazandırmıştır. O tarihlerde portakal almanlar tarafından bilinen bir meyve değildi, memleketten getirdikleri portakalları karnaval sırasında pencereden geçit yapmakta olan korteje atan Türkler, ilerleyen yıllarda Almanların bunu gelenek haline getirmesine ön ayak olmuşlardır.

İBRAHİM EFENDİNİN MEZARI HALA ORADA
Burada vefat etmiş Türk subayı İbrahim Efendi’nin hatırası da hâlâ taze. Onun mezartaşının kitabesini şimdi kasabanın merkezinde bulunan Tal Mezarlığı’nın giriş kapısına yerleştirmişler. Hemen az ötesinde minicik bir mezar daha var: Bu da o günlerde vefat etmiş olan Türk bebeği Fatma’ya ait.

 

Burada vefat etmiş Türk subayı İbrahim Efendi’nin hatırası

 

İbrahim Efendi’nin mezar taşında yazan kitabede şunlar yazıyor:

 

 

 

 

 

“Ey yüce Allah’ım,

Gurbet elde kimsesiz ölmek ne talihsizlik.

Kervandan kopup, sılaya varamamak ne hazin kader.
Memleketten ayrı, şu yâd elde yapayalnızlık ne kötü baht…”

 

Osmanlı her gittiği yerde bir imza bırakıyor, kubbede hoş seda bırakıyor