Resullah S.A.V emriyle Edirne’ye gelen kabe taşı

 

“Hacca gidemeyenlerin hüznünü gideren kabe taşı “

 Hazırlayan: Fahri Sarrafoğlu/

Eski Cami Edirne’de içinde Kâbe taşı bulunan ve yedi düvel içinde bulunan camiler içerisindeki tek camii. Evliya Celebi üstadımızın bize verdiği bilgiye göre, Kâbe’nin tamiri sırasında Kâbe’nin duvar taşlarından kopan parçalar yine orada bırakılmak istenir. Taşları ne şekilde yeniden Kâbe duvarına koyacağını düşünürken uykuya dalan Kâbe Emiri, bir gün rüyasında Hz. Muhammed’i görür. Hz. Muhammed rüyasında emire, Diyar-ı Rum’da bir cami olduğunu ve taşı oraya göndermesi gerektiğini söyler. Bunun üzerine parça, yapımı ağır aksak ilerleyen Edirne’deki Eski Cami’ye gönderilir. Parçanın bu caminin duvarına konulmasının ardından Eski Cami kısa sürede tamamlanır.”

HACCA GİDEMEYENLERİN UĞRAK YERİ

Balkanlardan gelen Müslümanlar arasında hasta olanlar ya da maddi durumu iyi olmayıp da Hacca gidemeyenlerin gelip ziyaret ettiği camide “Kâbe taşını” görerek teselli buluyorlar. Edirne ilinin merkezinde yer alan cami. Edirne’de zamanımıza ulaşmış ilk orijinal abidevi yapı olarak da biliniyor. Caminin yan kapısı üzerindeki kitabeye göre mimarı Konyalı Hacı Alâaddin, kalfası ise Ömer ibn-i İbrahim’dir. Caminin, kuzey ve kuzeydoğu kısımlarında birer minaresi bulunur.

 

KÂBE TAŞI KONULUNCA CAMİ İNŞAASI TAMAMLANDI

Eski Camii’nin temeli Osmanlı tarihinde Fetret Devri diye anılan dönemde Süleyman Çelebi tarafından 1403 yılında inşaatına başlanmasına rağmen 11 yıl geçmesine rağmen bir türlü tamamlanamadı. Ne zamanki kabe taşı caminin inşaatına ulaştı o zamana kadar aksayan tüm işler üç ay gibi kısa sürede tamamlanarak camii ortaya çıktı. Kabe taşı Mihrabın sağına konuldu. Caminin açılışı da Padişah I. Mehmet tarafından 1414’te yapıldı. .  Osmanlı padişahlarından II. Ahmed ve II. Mustafa’ya bu camide kılıç kuşanma törenleri yapıldı.

VAAZ KÜRSÜSÜ NEDEN KULLANILMIYOR?

  1. Murat döneminde Edirne’ye gelen Hacı Bayram Veli’nin Camiye girerek vaaz verdiğini söyleyen Pirimiz Evliya Celebi, onuna anısına duyulan saygı nedeniyle vaaz kürsüsü halen kullanılmıyor.Caminin beyaza boyanmış duvarları ve payeleri üzerinde 18. ve 20. yüzyıllarda yazılmış çeşitli yazılar vardır. Bunların bazıları I. Mahmud zamanında, bazısı da 1863 yılındaki onarımda ilave edilmiştir. Sonraki dönemlerde de zamanın ünlü hattatları yazılarını buraya vermiş veya yerine yazmışlardır. Minberin sağındaki altın yaldızlı besmele de II. Abdülhamid’in imzası görülmektedir.

Fotoğraf için Şeyda Erva Kılıç’a teşekkür ederiz….