Şehzadelikten sultanlığa geçişin mekanı

İstanbul’da saklı bir bahçe

2.Abdülhamit Han’nın nefes aldığı yer

İstanbul’da görmemiz gereken o kadar güzel yerler var ki 30 yılı aşkındır İstanbul’u geziyorum ve keşfetmeye devam ediyoruz. İstanbul’un içerisinde 2.Abdülhamid Han’ın en çok sevdiği ve huzur bulduğu yerlerden bir tanesi de Maslak Kasırları.  Kimi kaynaklarda güvenlik nedeniyle Abdülhamit Han’nın giriş katında kaldığı söyleniyor, ama ben buna mütevazilik diyorum. Girişte hemen sağda Sultanın kaldığı oda var. Oldukça mütevazı ve bahçede bulunan yüzlerce çeşit ağaçlarla iç içe.  Fırsat bulduğunuzda mutlaka gidin derim.
İşte detaylar:

SUYUN VE AĞAÇLARIN TERAPİSİNE BUYRUN
Maslak kelime manası itibariyle, sürekli akan çeşme veya suyun depolandığı yer olarak biliniyor. İşte Maslak kasırları hem çeşit çeşit ağaçların ve tabi ki etrafında bol suların olduğu bir mevkide yapılmış. Levent ve Ayazağa semtlerini birbirine bağlayan ana yolun sağında bulunan Maslak Kasırları’nın yer aldığı çevrede ilk yapılaşmaların, Sultan II. Mahmud (1808-1839) döneminde başladığı, bölgenin sultanlara ait bir av ve dinlenme yeri olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu yıllarda tarih sahnesine çıkan ve bölgeye özel bir konum kazandıran Maslak Kasırları’nın ne zaman ve kim tarafından yaptırıldıkları tam olarak saptanamamakla birlikte, büyük bir bölümü Sultan Abdülaziz (1861-1876) dönemine tarihlenmektedir.
ŞEHZADELİKTEN SULTANLIĞA GEÇİŞ BURADA OLDU
 Şehzadelik yıllarında Sultan II. Abdülhamid’e (1876-1909) tahsis edilmiş olan Maslak Kasırları, Sultan’ın Osmanlı tahtına çağrılmasına tanık olmuştur ve bu yönüyle Osmanlı tarihi açısından özel bir önem taşımaktadır.
170 dönümlük orman arazisinin ortasında yeşilin tüm tonlarını barındıran bir koruluğun içinde yer alan Maslak Kasırları’ndan günümüze; Kasr-ı Hümâyûn, Mâbeyn-i Hümâyûn ve Limonluk, Çadır Köşk ve Paşa Dairesi gelebilmiştir. Boğaziçi’nin Karadeniz’e açıldığı noktayı çok iyi görebilen bir konumda, çevrelerindeki yeşil örtüyle bütünleşen bu yapılar, 19. yüzyıl sonları ahşap Osmanlı konut mimarlığı ve süslemeciliğinin seçkin örneklerini oluşturmaktadır.
HAFTASONU AİLENİZLE MUTLAKA GİDİN
Günümüzde Kasr-ı Hümâyûn, eldeki belge, anı ve eski fotoğrafların ışığında onarılarak bir müze-saray olarak geziye açılmış durumdadır. Mâbeyn-i Hümâyûn ve ona bağlantılı Limonluk ile Çadır Köşk ve bahçesi de aynı biçimde ele alınarak onarılmış ve ziyaretçilerin oturup dinlenebilecekleri birer kafeterya kimliğine kavuşturulmuşlardır. Limonlukta özellikle kış aylarında çiçek açan kamelyalar kentte türlerinin en yaşlı örneklerini oluşturmaktadır. Maslak Kasrı bahçeleri ulusal ya da uluslararası nitelikteki resepsiyonlara tahsis edilebilmektedir. Burada, Sultan II. Abdülhamid’in Fransa’dan getirttiği kamelya ağaçlarından başka, Grolto ve Cycos gibi endemik ağaç örnekleri bulunur. Çadır Köşkü ise, alt katta ocaklı mekân ile üst katta tek odadan oluşan, etrafı balkonla çevrili, sekizgen planlı bir yapıdır.
CUMHURİYET DÖNEMİNDE SAĞLIK MERKEZİ OLDU
Cumhuriyet sonrası dönemdi askeri prevantoryum olarak kullanılan Maslak Kasırları, Milli Saray yönetimine devredildikten sonra müze olarak halkın ziyaretine açıldı. Bu değerli yorgun yapılar günümüzde de ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.