2. Abdülhamit Han’ın “İstanbullu çocuklara hediyesi”

Allah hiç kimseye evlat acısı vermesin

Osmanlı Padişahlarına baktığımız zaman çocuğu olmayan birkaç padişah dışında hemen hemen hepsi evlat acısı ile yüreği yanmıştır. Hele hele en çok yüreği yanan padişah ise Sultan 2.Mahmuttur. Zira 35 evladından 30’nun ölümüne şahit oldu. Sultan II. Mahmut, hastalık ve kazalar nedeniyle çocuklarının 30’unun ölümüne tanık oldu. “Allah benim canımı önce alsın” diyecek kadar babasını seven Mihrimah Sultan ise Sultan II. Mahmut’tan bir yıl önce doğum yaparken vefat etti. İşte 2. Mahmut’un torunu olan 2. Abdülhamit Han’da evlat acısı tadan padişahlardan. Evlat açısı ona bir hastane yaptırtı. İşte detaylar:

ÖNCE SAAT KULESİ VE MESCİT
Sultan II. Abdülhamit Han saatlere ve saat kulesi yaptırmaya çok önem verirdi.  Kendisi tarafından 1899’da yaptırılan bu saat kulesi “Hamidiye Etfal Hastanesi’nin bahçesinde yer alır. Kule, İtalyan mimar R. d’Aronco’nun projesine göre 1907’de inşaa edilmiştir. Burada biraz şaşırmak lazım, zira o dönemde birçok eserde imzası olan “Balyan kardeşler” imzasının burada olmaması biraz da ilginç.  Neden böyle bir hastane yaptırılıyor?
Sultan II. Abdülhamit’in kızı Hatice Sultan, 12 Şubat 1898’de sekiz aylıkken difteriye yakalanır ve ölür. II.Abdülhamit Hatice Sultan’ın hastalığını teşhis eden fakat tedavi fırsatı bulamayan Bahriye Kolağası Dr. İbrahim Bey’in önerisi üzerine, bir hastane yaptırma kararı alır ve 17 Şubat 1898’de çocuk hastanesinin yapılması emrini verir. Haziran 1899’da açılan hastanenin, bahçesine yapılan mescit ve saat kulesi ise 19 Ağustos 1907’de hizmete girmiştir. Yaklaşık 20 m yüksekliğindeki kule, kare planlıdır. Cephelerinde kırmızı tuğla ve beyaz mermerin bir arada kullanıldığı kulenin, köşeleri ayrık derzli taş kaplama ile çerçevelenmiş, ortası da tuğla ile örülmüştür. Eksende, yüksek ve sivri kemerli ve mukarnas üzengili bir nişe oturan pencereler vardır. Kemer alanının içine saat yerleştirilmiş, pencere bölümü de bir çift gotik kemerli kayıtla bölünmüştür.

Hem alaturka hem alafranga saat var
Saat kulesinin saatinin hem alaturka hem de alafranga saati gösterdiği “porcelaine diaphane”dan yapıldığı; rakamların porselen üzerine siyahla boyanmış olduğu ve geceleri aydınlatıldığı anlaşılmaktadır. Kulenin gövdesi, dörtkenarını çevreleyen bir balkon-şerefe ile sonlandırılmıştır. Bu balkon-şerefenin kenar ortalarına, birer çanakla desteklenen küçük dairesel çıkmalar yapılmıştır. Mermerden korkulukları olan balkon bölümü, bir dizi takozla dekoratif olarak alttan desteklenmiştir. Üst bölüm, yine ayrık derzli taş örgülüdür. En üstte köşeleri tutan dört küçük dekoratif pilon, proje ve eskizlerde olmayan ama mimarın daha eski çalışmalarında kullandığı bir unsurdur.

“BENİM GİBİ BİRÇOK BABANIN KALBİ YANMASIN”
II. Abdülhamid’in kızı Ayşe Osmanoğlu hatıratında hastanenin yapılması konusunda babasının şöyle söylediğini nakleder: “Benim çocuğum kurtulamadı. Kim bilir fakir fukaranın çocukları nasıl bakılıyor. Hiç olmazsa bir hastane yaptıralım da benim gibi birçok babaların kalbi yanmasın. Nihayet II. Abdülhamid’in 16 Şubat 1898 tarihli iradesi ile çocuk hastanesinin yapım hazırlıklarına başlanır. Padişah hastanenin son tıbbi gelişmelere uygun bir şekilde yapılmasını ister. Padişahın bu iradesi üzerine Dr. Ibrahim Bey, Berlin’de dünyanın en iyi çocuk hastanelerinden biri olan “Kaiser und Kaiserin Friedrich Kinderkrankenhaus” adlı hastanenin planlarını padişaha takdim eder. Dr. Ibrahim Bey’in getirdiği planları beğenen II. Abdülhamid hastanenin yeri için Hazine-i Hassa’ya ait olan Balmumcu’daki arsayı bağışlar. Temel atma töreni 2 Haziran 1898 tarihinde yapılarak inşaata başlanır.

Hastanenin merkez giriş kapısına ünlü hattat Sami Bey’in sülüs hattı ile “Hamidiye Etfâl Hastahanesi” altına ise “Firdevs-aşiyan Merhume Hatice Sultan Hazretlerinin Namına” yazılı bir kitabe konulmuştur.

AÇILIŞ GÜNÜ TOPLU SÜNNET YAPILDI
Hastanenin resmi açılışı ise 5 Haziran 1899 tarihinde yapılmıştır. Hastanenin açılış günü padişah, oğlu Abdürrahim efendinin sünnet düğü­nünün yapılmasını ister. Açılış günü hastanede İstanbul’da farklı mekânlarda yapılan sünnet merasiminde iki günde içinde Gümüşsuyu Hastanesi’nde 690, Haydarpaşa Hastanesi’nde 360, Darüşşafaka’da 400, Etfâl Hastanesi’nde 105 çocuk olmak üzere toplam Bin 555 çocuk sünnet edilir. Bu hastanelerde sünnet edilen çocukların sağlık durumları denetlemek için de bir teftiş komisyonu kurulur. Sünnet edilen çocuklara güzel bir ziyafet verilir.

DÖNEMİN GAZETELERİ NELER YAZMIŞTI?
Dönemin gazeteleri hem hastanenin açılışını hem de sünnet merasimini detayları ile anlatır. Örneğin Ikdam gazetesi oldukça ilginç detaylara yer vermiştir. Sünnet olan çocukların küçük yaşta olmalarına rağmen ağlamadıklarını, hatta hastane eczacısı Mahmud Celaleddin Bey’in biraderinin sünnet esnasında yüksek sesle “Padişahım çok yaşa” diye bağırmasını gazete şöyle yorumlar:

“Bu Osmanlı yavrusunun padişaha karşı daha bu yaşta iken beslediği his ve bağlılık karşısında herkes gözyaşlarını tutamadı.”

Ayrıca sünnet edilen çocuklar evlerine döndüklerinde de sağlık durumları ile ilgili bir sorun olursa belediye hekimleri yanlarında bir cerrah ile muayene etmeye gideceklerdi. Bu tedaviler de yine ücretsiz olarak yapılacaktı

ZENGİN BİR KÜTÜPHANEYE SAHİP
Hastane kütüphanesinde bulunan koleksiyon oldukça zengin idi. Yurt dışında çıkan yayınlar takip edilmekte, Ingiltere, Almanya, Avusturya ve Fransa’da yayınlanan kitap ve dergilere de abone olunmuştu. Bu dergilerden 13 Fransızca ve 8 Almanca tıbbi süreli yayın düzenli olarak kütüphaneye gelmekteydi.
ÜCRETSİZ İLAÇ VEREN ECZANE
Merkez binanın birinci katında ise yirmi yedi metre genişliğinde eczane bulunmakta idi. Eczanenin dolapları Viyana meşesin­den olup Tamirhane-i Hümayun’a yaptırılmıştı. Yine aynı katta eczanenin yanında on yedi metre genişliğinde her çeşit tıbbi malzemenin bulunduğu bir laboratuvar bulunmakta idi. Nöbetçi hekimlerin kalması için ayrılan yirmi yedi metrelik oda da birinci katta yer almaktaydı. Hastane, hasta kabul etmeye başladıktan sonra ilk beş ay içerisinde muayenehaneye başvuran hasta sayısı 4 bin 498 kişidir. Ayrıca bu süre içerisinde 203 hasta yatarak tedaviye alınmıştır.

İLKLERİN HASTANESİ

  • İlk kez steteskop kullanımı Dr. İbrahim Bey’in Almanya’dan getirdiği 6 stetoskopla burada başlanmıştır.
  • Kaloriferle ısınan ilk hastanedir.
  • Röntgen ışınları ile kanser tedavisi ilk defa burada yapılmıştır.
    Kaynak: Belgelerle gerçek tarih 
    http://sislihayat.com/ilklerin-hastanesi-sisli-etfal/