Türkiye’nin ilk otomobil müzesini görmek ister misiniz?

Mehmet Arsay Otomobil Müzesi sizi tarihe götürüyor

Fahri Sarrafoğlu/

Türk filmlerinin unutulmaz otomobillerini artık şimdilerde görmek mümkün değil. Ama Mehmet Arsay Otomobil Müzesi sizi tarihe götürüyor. Mehmet Arsay Otomobil Müzesi 1994 tarihinde hizmete girdi. Türkiye’nin ilk otomobil müzesidir. Yüksek Makine Mühendisi ve otomobil tutkunu olan Mehmet Arsay tarafından kurulan müze onun 1999 yılında vefatından sonra bugün oğlu Cengiz Arsay, tarafından idare ediliyor.

Kısaca müzenin kuruluşundan ve tarihini kurucusu Merhum Mehmet Arsay, kendi kaleminden şöyle anlatıyor: “Daha ziyade müze niteliğindeki bu koleksiyon 12 yıllık bir uğraşın ürünüdür. Günümüzün dünyasında yaratıcı olmak, iddialı toplumların başta gelen istek ve çabasıdır. Ancak yaratıcı olabilen toplumlar dünyanın şekillendirilmesine, uzaya açılmağa, bilimin yeni sınırlarını düşünmeğe ve bulmağa sanayi sonrası hayatın çizgilerini saptamağa, çevreyi korumağa ve zenginleştirmeğe muktedir olabileceklerdir. Otomobil, dünyayı değiştirmiş olan bir makinedir. Yüz yılı aşan geçmişi aynı zamanda sanayi tarihinin en önemli ve hızlı gelişmeler yazdığı bir devre içindedir. Koleksiyonun ana amacı genç nesillere ve meraklılara otomobilin nasıl başladığını ve aldığı mesafeyi göstermektir. Yaratıcılığın oluşmasında müzelere dayalı görsel eğitim başrolü oynamaktadır. Koleksiyonun bu açıdan yararlı olacağını umuyorum. Umudumun gerçekleştiğini görmek beni dünyanın en mutlu insanı yapacaktır.”

Oğlu Cengiz Arsay Babası Mehmet Arsay’ın üniversite tahsilini de otomotiv ağırlıklı yaptığına dikkat çekti. Otomobili çok seven ve de çok iyi anlayan bir kişi olduğunu belirten Arsay, sorularımıza şöyle cevap verdi:

Bize kısaca müzenin tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?

Mehmet Arsay, gerçek bir otomobil tutkunu idi. 1980li yılların başında, ilk çıktığı 1961 senesinde arzu ettiği fakat o zaman alamadığı bir 1961 Jaguar E-Type bir akrabamız tarafından satılığa çıkarılmıştı. Son derece kötü durumdaki bu arabayı, içinde kalan uhdeyi bastırmak için alan Mehmet Arsay ithalatın henüz açılmadığı dönemde arabanın Türkiye’de restore edilmesinin imkânsız olduğu ortaya çıkınca arabayı maceralı bir seyahatle yurt dışına götürerek orada restore ettirdi.

Bu restore onu sanırım müze kurmaya doğru götürdü galiba, değil mi?

Aslında bu planlı bir koleksiyon girişimi değildi, Mehmet Arsay’ın o zaman hayal ettiği sadece Jaguar E-Type’a sahip olmak idi. Ne var ki 80li yıllarda antika otomobil merakı Türkiye’de neredeyse hiç yoktu. Eski Amerikan otomobillerinden oluşan İstanbul Dolmuşları hala caddelerimizdeydiler ( bu arada bir İstanbullu olarak çok özlüyorum onları). Ne var ki Mehmet Arsay’ın eski bir otomobili çok iyi restore ettirerek bindiğini görenler onu başka otomobillerden de haberdar etmeye başladılar. Derken, yaşlı bir çift ilk günden beri sahipleri oldukları 1949 Chrysler Convertible’ı satılığa çıkardılar ve bu ikinci otomobil oluverdi. Derken 1955 Buick Super Convertible alındı ve arabalar üçlendi.

Toplanan bu arabalar ne zaman halka açık müze haline getirildi?

Koleksiyon yaklaşık 20 otomobile ulaştığında o yıllara kadar yasak olan antika otomobil ithalatı 1990 ylında mümkün oldu. Bunun üzerine Türkiye’de bulunamayacak eskilikte ve özellikte otomobilleri ithal eden Mehmet Arsay, 44 arabalık koleksiyonunu 1994 yılında halka açık müze haline getirdi. En büyük hedefi Türkiye’de eksikliğine derinden inandığı görsel eğitime katkıda bulunabilmekti. Mehmet Arsay, ancak ve ancak görerek, dokunarak kaliteli eğitimin verilebileceğine derinden inanıyordu.

Peki, şu an ne kadar araba var müzede?

Şu an 105 otomobil olan müzenin uzun vade hedefi sayıyı 200 otomobile çıkarıp Polonezköy’de yeni bir binaya taşımak ancak az önce bahsettiğim gibi başlıca Ekonomi Bakanlığı kaynaklı engellemeler nedeniyle bu plan şu anda askıya alınmış durumda. Müzedeki en değerli koleksiyon hangisi ?

Müzedeki en eski otomobiller 1899 Decauville ve 1903 Cadillac’dır.

Şu ana kadar yurt dışından gerekse yurt içinden gelen farklı ve ünlü ziyaretçiler var mı bu konuda bilgi alabilir miyiz ve birde şu ana kadar kaç kişi acaba müzeyi ziyaret etti.

Şu ana kadar ziyaretçi envanteri tutmadık; gezmek bedelsiz olduğu için mali verilerden de bu akama ulaşmak mümkün değil. Ancak müze, ana okullarından üniversitelere kadar birçok toplu ziyarete ev sahipliği yaptı ve yapmaya devam etmekte. Bunun dışında da münferit küçük gruplar halinde gezilmekte. Şu anki konumu aslında daha fazla gezilmesine engel teşkil ediyor ancak İstanbul’da yer sorunu malum.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

Türkiye’de sadece 3 tane olması sizce yeterli mi böyle müzelerin sayılarının artması gerekir diye düşünüyor musunuz?

İstanbul bu konuda şanslı, 3 antika otomobil müzesinin yanında içinde antika otomobilleri de barındıran bir sanayi müzesine sahip. Bu müzelerin hiçbirinde en ufak devlet katkısı yok; vatansever şahısların kendi gayretleriyle oluşmuş müzeler bunlar. Devletin olmayışı da devletin bu konulara bakışını ortaya koyuyor. Bugün Türkiye içerisinde az sayıda bulunan otomobille bu müzelerin yenilerini oluşturmak mümkün değil, ithalat da türlü akıl almaz bürokratik engellerle karşı karşıya.

Bu tür müzelerin sayısının artması için neler yapılmalı sizce?

Bu müzelerin saylarının artmasının Görsel eğitimimize katkı yapacağı aşikar; keşke daha yaygın olsalar da diğer illerdeki gençler ve vatandaşlarımız da bu “dünyayı değiştiren makine”nın tarihine, gelişimine aşina olabilseler, ufukları zenginleşse. Türk otomobili yapacağız diyoruz, nasıl olacak, eğer bizim otomobili bütünüyle kavramış, onun gelişimini anlamış ve geleceğini tayin edebilecek mühendislerimiz, tasarımcılarımız yoksa?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni arabalar katılacak mı koleksiyona?

Bugüne kadar oluşan müzeler 2002 yılına kadarki çabalarla oluştu çünkü o yıla kadar antika otomobil ithal vergisi %11 idi, 2002’den sonra ve son zamlarla birlikte %200 oldu. Hiçbir aklıselim antika otomobil koleksiyoncusu bu yatırımı yapamaz artık. Bu nedenle, antika otomobil ithalatının yeni otomobil ithalatından ayrılarak, çoğu kere bedellerinin yeni otomobillerden çok çok daha fazla olduğu da hatırlanarak düzenlenmesi ve kullanılmış otomobil olarak değil antika otomobil olarak (Gümrük Cetvelimizde var ancak Ekonomi Bakanlığı bu cetvelden ithal olan otomobillerin tescilini engelliyor) ithalinin önününün açılması gerekir. Yılda neredeyse 1 milyon otomobilin satıldığı Türkiye’ye yılda 100 – 200 tane antika otomobil düşük vergiyle gelebilse ne olur? Üstelik antika otomobiller sayısız işkoluna destek.

 

Müze Cumartesi ve Pazar günleri 10:00 – 17:00 arası açıktır. Giriş ücretsizdir. Adres:MEHMET ARSAY OTOMOBİL MÜZESİ (İNTEK TESİSLERİ) Atatürk Mah. İkitelli Cad. No:178 34303 Halkalı – İstanbul / TÜRKİYE Tel : 0(212) 548 40 00 • 0(212) 697 00 69