Viraneden müzeye …

İstanbul’da çok özel bir müze var, değerli kardeşlerim teşbih ve Hilye-i Şerif ve Tesbih müzesi. Gidilip görülmesi gereken güzel bir müze. İstanbul Süleymaniye’de Demirtaş Mahallesi Odun Kapısı Yokuşu ve Kepenkçi sokakların kesiştiği noktada 16. yüzyıldan kalma Siyavuş Paşa Medresesi 2015 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yapmasından bu güne Hilye-i Şerif ve teşbihler sergileniyor. Müzeye giriş ücretsiz… Bu müzenin binasının ise ilginç bir hikayesi var onu sizinle paylaşmak istiyorum.
EŞİNİN HATIRASINA YAPTIRILAN MEDRESE
Siyavuş Paşa Aslen Macar asıllıdır. III. Murat saltanatı döneminde 1582-1584, 1586-1589 ve 1592-1593 yıllarında üç dönem sadrazamlık yapmıştır. II. Selim’in en küçük kızı olan Fatma Sultan ile evlenmiş, Fatma Sultan’ın doğum yaparken ölmesi üzerine onun adına bugün müze olan  medreseyi inşa ettirmiştir. İnşa edilen medrese yamuk planlı bir avlunun üç tarafına dizilmiş 16 adet kâgir ve kubbeli medrese hücrelerinden oluşmaktadır. Muhtemelen Davut Ağa’nın eseri olan yapı, özenli tasarımı, malzemesi ve ayrıntıları ile dikkat oldukça dikkat çekicidir.

MEDRESE BİR MÜDDET KIZILAY TARAFINDAN KULLANILDI
Dünya Savaşı esnasında, Hilal-i Ahmer’e bağlı olarak askerlerin barındığı medrese, 1970’lerden itibaren yoksulların ve evsizlerin barındığı bir mekân haline gelmiştir. Avluya bakan odaların bazılarının işyeri olarak kullanılmış zamanla tarihi yapı adeta tüm özelliğini kaybederek virane bir hal almıştır. Yapı çöp içindeki atıl ve harap hali ile görüntüsü ile önünden gelip geçerken içimizi sızlatıyordu. Yıllarca kimsenin dönüp bakmadığı bu tarihi mekân 2015 yılında İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı’nın büyük gayretleri sonucunda restore edilmiştir.
Hilye-i Şerif nedir?
Hilye, lügatte süs, ziynet, yüz ve rûh güzelliği demektir. Istılahta ise, Hazret-i Peygamber’in, beşer kelâmının imkânları nispetinde kelimelerle çizilmiş resmidir. Hilye-i Şerif ise İslâm sanatında Hz. Peygamberin (sav) fiziksel özelliklerini ve güzelliğini yazılı bir metin ile resmetmek demektir. Hilyeler ilk olarak küçük yazılı metinler halinde ortaya çıkmıştır.

Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi
İstanbul Süleymaniye’de Demirtaş Mahallesi Odun Kapısı Yokuşu ve Kepenkçi sokakların kesiştiği noktada 16. yüzyıldan kalma Siyavuş Paşa Medresesi 2015 yılında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yapmasından bu güne Hilye-i Şerif ve tesbihlere ev sahipliği yapan bir müze olarak hizmet vermeye başlamıştır. İstanbul Sanat ve Medeniyet Vakfı ve özellikle Vakıf Başkanı Koleksiyoner Mehmet Çebi’nin büyük gayretleri ile açılan Hilye-i Şerif ve Tesbih Müzesi, Hz. Peygamber’in (sav) fiziksel özellikleri, güzel ahlakı, tavrı ve hareketlerinin yazılı anlatıldığı Hilye-i Şerif’in en nadide, en özel eserlerini bünyesinde barındırıyor.
Burası aynı zamanda dünyada Hilye-i Şerif ve tesbihlerin bir arada yer aldığı ilk ve tek müzedir. Müzede Türk sanatçıların yanı sıra Mısır, İran, Suriye, Irak ve Afganistanlı hat sanatçılarının da eserlerinin yanında Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü sahibi Mehmet Çebi’nin kişisel tesbih koleksiyonundan seçtiği 500 kadar hepsi birebirinden güzel tesbih sergilenmektedir.
Kaynak:  https://www.dirilispostasi.com/makale/7299103/seref-yumurtaci/dunyanin-tek-hilye-i-serif-ve-tesbih-muzesi